Premenstrual sendroma sahip kadınlarda klinik pilatesin fiziksel uygunluk parametreleri, semptom şiddeti ve kinezyofobi üzerine etkileri
Citation
Öztürk, S. (2024). Premenstrual Sendroma Sahip Kadınlarda Klinik Pilatesin Fiziksel Uygunluk Parametreleri, Semptom Şiddeti ve Kinezyofobi Üzerine Etkileri. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Atlas Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, İstanbul.Abstract
Menstrüasyondan önce oluşan premenstrual sendrom (PMS), etiyolojisi kesin olarak bilinmeyen bir psikonöroendokrinel sendromdur (Takeda, 2023). PMS semptomları, menstrual döngünün son 7-10 gününde başlar ve menstrüasyonun başlamasıyla birlikte 2-4 gün içinde sona erer. Göğüslerde şişkinlik ve hassasiyet, yorgunluk, baş ağrısı şikayeti ve kilo alma gibi fiziksel semptomlar ve duygu-durum bozukluğu hali, sinirlilik ve stres gibi psikolojik duygusal belirtileri ile ortaya çıkar ve genellikle menstrüasyonun başlamasıyla semptomlar kaybolur (Dilbaz & Aksan, 2021). PMS, vücutta çeşitli biyolojik ve psikolojik değişikliklere yol açarak, vücut kompozisyonu, genel fiziksel dayanıklılığı, esneklik, enduransı olumsuz etkileyebilir (Abedy vd., 2014) Yapılan çalışmalarda düzenli egzersizin PMS semptomlarının yönetiminde ve şiddetinin azaltılmasında etkin olduğu gösterilmiştir (Bağlan Yentür vd., 2024; ElDeeb vd., 2020; Jadhakhan vd., 2023; Oksuz & Unal, 2017; Yesildere Saglam & Orsal, 2020). Literatürde PMS'nin klinik pilates temelli egzersiz eğitimi ile fiziksel uygunluk parametreleri ve kinezyofobi üzerindeki etkisini kapsamlı bir şekilde inceleyen limitli sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu nedenle çalışmamızda klinik pilates temelli egzersiz programının fonksiyonel uygunluk parametreleri, semptom şiddeti ve kinezyofobi üzerine etkisinin araştırılması hedeflenmiştir. Çalışmamıza Atlas Üniversitesi Hastanesi kadın doğum polikliniğine başvuran ve tarafımıza PMS tanısı ile yönlendirilen gönüllülük esası ile çalışmaya katılmayı kabul eden ve dahil edilme kriterlerine uyan 40 katılımcı dahil edildi. Katılımcılar klinik pilates ve kontrol olmak üzere iki gruba randomize edildi. Çalışma Fizyotherapy Vadistanbul Clinic Pilates Wellness Center'da gerçekleştirildi. Tüm katılımcıların vücut kompozisyonu 'bel çevresi, kalça çevresi ve bel/kalça oranı ölçümü' ile; fiziksel uygunluk parametreleri '6 dakika yürüme testi (6DYT)' ile; esneklik parametresi 'Otur-Uzan Testi' ile; enduransları parametresi 'Gövde Fleksiyon, Lateral Köprü, Modifiye Biering-Sorensen, Prone Bridge' testleri ile; PMS semptom şiddeti 'Premenstrual Sendrom Ölçeği (PMSÖ) ile; kinezyofobi 'Tampa Kinezyofobi Ölçeği (TKÖ)' ile değerlendirildi. 8 hafta boyunca yürütülen bu çalışmada klinik pilates ve kontrol gruplarına genel iyilik halini arttıracak öneriler verildi. Klinik pilates grubundaki katılımcılara bu önerilere ek olarak menstrual siklus bitiminde başlanacak şekilde; 8 hafta boyunca, haftada 2 kez olmak üzere toplam 16 seans, her seans 50 dakikalık süpervize klinik pilates temelli egzersiz eğitimi verildi. Tüm değerlendirmeler 8. haftanın sonunda tekrar edildi. Veri analizi için SPSS v.26 programı kullanıldı. Shapiro-Wilk testi verilerin normal dağılım gösterip göstermediğini analiz etmek için kullanıldı. χ2-testi ile niteliksel değişkenlerin analizi yorumlandı. Normal dağılım gösteren sayısal verilerde grup içi karşılaştırmalarda: Paired Sample T-test, gruplar arası karşılaştırmalarda Independent Samples T-test kullanıldı. Normal dağılım göstermeyen veya ordinal verilerde grup içi karşılaştırmalarda Wilcoxon testi; gruplar arası karşılaştırmalarda Mann Whitney U testi kullanıldı. Tüm analizler için istatistiksel olarak anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edildi. 8 haftalık eğitim sonrasında sadece klinik pilates grubunda vücut kompozisyonu, fonksiyonel kapasite, endurans, PMSÖ tüm alt parametreleri ve total skorunda ve TKÖ'de elde edilen gelişmeler istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0,05). Her iki grupta sadece esneklik değerinde olumlu yönde istatistiksel olarak anlamlı gelişmeler saptandı (p<0,05). Tedavi sonrası esneklik fark değerinde klinik pilates grubunda kontrol grubuna kıyasla istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulundu (p<0,05). Sonuç olarak; her yaştan bireye uygun, egzersiz çeşitliliği sunan ve motivasyonu artırarak katılım oranını yükselten pilates temelli egzersiz eğitiminin, özellikle PMS gibi durumların yönetiminde, fiziksel ve psikolojik semptomları yönetme potansiyeline sahip bir yaklaşım olarak önerilebilir. Hem fiziksel hem de mental sağlık üzerinde olumlu etkiler sağladığı çalışmamızda gösterilen düşük-orta yoğunluklu ve güvenli bir egzersiz türü olan klinik pilatesin, bireysel rehabilitasyon programları oluşturulurken alternatif bir egzersiz modalitesi olarak seçilebilmesi konusunda farkındalığı artıracağımızı düşünmekteyiz. Anahtar kelimeler: Endurans, esneklik, fiziksel uygunluk, fonksiyonel kapasite, kinezyofobi, klinik pilates, premenstrual sendrom, premenstrual semptom, vücut kompozisyonu PMS, which occurs before menstruation, is a psychoneuroendocrine syndrome of unknown etiology (Takeda, 2023). PMS symptoms start in the last 7-10 days of the cycle and end in 2-4 days after the onset of menstruation. This menstrual cycle continues repeatedly. It occurs with physical symptoms such as breast bloating and tenderness, fatigue, headache and weight gain, and psychological mood symptoms such as depressed mood, irritability, and stress, and symptoms usually disappear with the onset of menstruation (Dilbaz & Aksan, 2021). PMS may lead to various biological and psychological changes in the body, negatively affecting body composition, general physical endurance, flexibility, endurance (Abedy et al., 2014) Studies have shown that regular exercise reduces the severity of PMS symptoms (Bağlan Yentür et al., 2024; ElDeeb et al., 2020; Jadhakhan et al., 2023; Oksuz & Unal, 2017; Yesildere Saglam & Orsal, 2020). There are a limited number of studies in the literature examining the effect of PMS on physical fitness parameters and kinesiophobia with clinical pilates-based exercise training. Due to the limited number of studies in the literature on individuals with PMS, it was aimed to investigate the effect of a clinical pilates-based exercise programme on functional fitness parameters, symptom severity, and kinesiophobia. Our study included 40 participants who applied to obstetrics and gynaecology outpatient clinic, were referred from Atlas University Hospital to us with a diagnosis of PMS, voluntarily accepted to participate in the study and met the inclusion criteria. Participants were randomised into two groups, clinical pilates and control. The study was conducted at Fizyotherapy Vadistanbul Clinic Pilates Wellness Center. Body composition of all participants was measured by 'waist circumference, hip circumference and waist/hip ratio measurement'; physical fitness parameters were measured by '6-minute walk test (6MWT)'; flexibility parameter was measured by 'Sit and Reach Test'; endurance parameter was assessed by 'Trunk Flexion, Lateral Bridge, Modified Biering-Sorensen, Prone Bridge' tests; PMS symptom severity was assessed by 'Premenstrual Syndrome Scale' (PMSS); kinesiophobia was assessed by 'Tampa Kinesiophobia Scale (TKS)'. In this 8-week study, clinical pilates and control groups were given recommendations to increase general well-being. In addition to these recommendations, participants in the clinical pilates group were given supervised clinical pilates-based exercise training for a total of 16 sessions, twice a week for 8 weeks, each session lasting 50 minutes, starting at the end of the menstrual cycle. All evaluations were repeated at the end of 8 weeks. SPSS v.26 program was used for data analysis. Shapiro-Wilk test was used to analyze whether the data showed normal distribution. The analysis of qualitative variables was interpreted with χ2-test. In intragroup comparisons in numerical data showing normal distribution: Paired Sample T-test and Independent Samples T-test was used for intergroup comparisons. For non-normally distributed or ordinal data, Wilcoxon test was used for intra-group comparisons and Mann Whitney U test for inter-group comparisons. Statistical significance level was accepted as p<0.05 for all analyzes. After 8 weeks of training, improvements in body composition, functional capacity, endurance, all sub-parameters and total score of PMSÖ and TQS were statistically significant only in the clinical pilates group compared to the control group (p<0.05). In both groups, statistically significant improvements were found only in the flexibility value (p<0.05). A statistically significant difference was found in the post-treatment flexibility difference value in the clinical pilates group compared to the control group (p<0.05). In conclusion; Pilates-based exercise training, which is suitable for individuals of all ages, offers a variety of exercises and increases the participation rate by increasing motivation, can be recommended as an approach that has the potential to manage physical and psychological symptoms, especially in the management of conditions such as PMS. We think that clinical pilates, which is a low-medium intensity and safe type of exercise shown in our study to have positive effects on both physical and mental health, will raise awareness about the possibility of choosing clinical pilates as an alternative exercise modality when creating individual rehabilitation programs. Keywords: Endurance, flexibility, physical fitness, functional capacity, kinesiophobia, clinical pilates, premenstrual syndrome, premenstrual symptom, body composition

















